Aylak Adamın Boş Vakti Olmaz.../ Futbolun Çocukları... Yücel İZMİRLİ Kaleminden; Futbolun Çocukları Düşünmek, aklı başında bir insan için kolay bireylemdir. Hele aylak bir adamsa ama doğru ama yanlış her an yeni düşünceler üretir durur... Bu yüzden olsa gerek rahmetli Böğürtlen Şeşbeş ağabey, sıkça kullanırdı “Aylak adamın boş vakti olmaz.”deyişini. Yapmak ise her baba yiğidin her topluluğun harcı değildir. Günlerce, aylarca hatta yıllarca düşümüzde, beynimizde oluşturduğumuz düşüncelerimizi bir türlü yaşama geçiremeyiz. Önce erteleriz, sonra üşenmeye başlarız en sonunda da tümden vazgeçiveririz… Bu şekilde nice farklı, çok değerli düşünceler, projeler yiter gider… Sonradan; “Ben bunları çoook önceden düşünmüştüm, biliyordum.”der, hayıflanır dururuz. En zoru olan ise düşüncelerin, projelerin yaşama geçirilmesidir. Bunda liderin ve takım arkadaşlarının niteliği, coşkusu, özverisi önemlidir. En önemlisi ise güven duygusudur. Tarih, işlevini başarıyla yerine getiren kurum ve kuruluşlara tanık olmuştur. Özellikle futbolun altyapısına, ilk eğitimine benzerlik gösteren, eğitim tarihimizin altın sayfalarında yerini alan fakat değerinin farkına varılamayan Köy Enstitülerini örnek verebiliriz. Köy Enstitüleri, kendimize özgü bir eğitim sistemi olarak dünyaya örnek olmuş, köylere cumhuriyetin aydınlığını ulaştırmış, cumhuriyet ile köyü, köylüyü buluşturmuş, birçok alanda köylüye ve toplumun her kesimine öncülük etmiştir. Köy Enstitülerinin binaları, yürekleri vatan sevgisiile dopdolu, özgüvenleri gözlerinde ışıldayan, hiç çıkar gözetmeyen, çoğu yoksul, köyün çalışkan pırıl pırıl ‘Toprağın Çocukları’ ile imece yöntemiyle yapılmıştı. Hiçbir şeyleri yoktu fakat Hasan Âli Yücelleri, İsmail Hakkı Tonguçları vardı. Onlara inandılar, onlara güvendiler ve başardılar. 1912 Karşıyaka Derneği de ‘Futbolun Çocukları’için bir araya geldi. Dünyası yeşil-kırmızı olan başkanları Sait Gürsoy ile KSK aşığı, gerçek neferleri, özverili tüm üyeleri, futbolcunun eğitiminde bilimselliğe ve öze dönülmesine inandılar. Altyapıdaki kısa vadeli bakış ve günlük başarılar yerine Karşıyakalı gençlerle hedefe hızla ulaşılacağını kanıtlama adına hiç sızlanmadan, mazeret üretmeden, kimseyi zorlamadan düşüncelerini, projelerini yaşama geçirdiler ve KSK’nin kuruluşunun 100. Yılında, bu mükemmel tesisin anahtarını, armasında ay-yıldızı büyük bir onurla taşıyan, aşığı oldukları kulüplerine teslim ettiler. Bu bir milattır, ‘Toprağın Çocukları’ günümüzde nasıl saygıyla, özlemle anılıyor, hâlâ örnekleme yapılıyorsa gelecekte de ‘Futbolun Çocukları’ kendilerinden çokça söz ettirecekler ve hep ayakta alkışlanacaklar… Yücel İZMİRLİ |
4042 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |